I-GENEL OLARAK
Eğitim ve öğretim insanların yaratılıştan sahip olduğu, en temel uğraş
alanlarından birisidir. Eğitim ve öğretim dünya nimetlerinden faydalanmanın
ötesinde insanın toplum içinde kendisine etkili ve eylemli bir yer
bulabilmesinin de en önemli şartıdır. Eğitim faaliyeti ile insanın toplumla
ilişkisi karşılıklı etkileşim ve iletişim sağlamakta, ayrıca bir çok ihtiyaçta
bu faaliyet sonucu temin edilebilmektedir. Eğitim ve öğretim ile ilgili temel
haklar ve ödevler ve bunlarla ilgili her türlü ulusal ve uluslar arası kanuni
düzenleme ve belgeler insan hakları ile ilgilenenlerin önemli bir uğraş
alanıdır.1
Temel bir hak olan eğitim ve öğretim hakkının kanımıza göre ilk önce tanımını
yapmak gerekmektedir. Buna göre eğitim insanın yaradılışında var olan bütün
bilgi ve kabiliyetleri baz alarak onu yönlendirmek, geleceğe hazırlamak, hayatı
boyunca gerekli bilgiyi nasıl elde edeceğini öğrenmesine yardımcı olmaktır. Öğretim
ise bilgiyi bulmak, kazanmak, bilgiyi kazanma yolunun ve kazanılan bilgiyi
hafızada tutarak yeri geldiğinde kullanabilmek için hatırlamaktır. Bu anlamda
eğitim irfanı, öğrenim ise kültürü geliştirir.2
Tarihi süreç içerisinde insanların birey olarak yaşayabilmeleri ve toplum dışı
kalabilmelerinin mümkün olamayacağı görüşünden hareketle insanlar toplumun
kurallarına uymak ve bu kuralları gerçekleştirmek için devlet organizasyonu
yapmışlar. Devlet toplum kurallarını düzenlemiş ve hangi hakların kullanılacağını
tespit ve tayin etmiştir. Sosyal devlet anlayışının gelişmesi ile devletin
önemli görevlerinden biride topluma eğitim hizmetlerinin sunulması olmuştur. Bu
konu özellikle son iki yüzyılın devlet felsefesi tartışılmaları içinde yoğun
bir şekilde yerini almıştır.
Sosyal devlet eğitim ve öğretimi devletin başta gelen ödevi sayar ve tüm
vatandaşların eşit imkanlar içinde ,bilime dayalı düşündüren,bilinçlendiren,
yaratıcı, barışçı,laik ve demokratik eğitim görmesini sağlamaktır. Bu cümleden
olmak üzere fırsat eşitliğini ve eğitimin toplumla bütünleşmesini sağlamak
sosyal devletin görevleri arasındadır. devletin eğitimi parasız yapması eğitim
faaliyetlerinin planlanması,eğitim kurumlarını yurt çapına yayması mesleki ve
teknik eğitime ağırlık verilmesi devletin başlıca görevleridir.3
Eğitim ve öğretim hakkı başı boş bırakılmayacak kadar önemli bir hak olduğu
için devlet bunu güvenlik içinde yapılmasını sağlamaktadır. 4Devletler eğitim
hizmetlerini sunmayı kabul etmişler ancak bu hizmetin nasıl sunulacağı, muhtevası,
hedefleri tartışılmaya devam edilmektedir. Otoriter rejimler iyi ve uysal
vatandaş yetiştirme eğilimi içindedirler totaliter rejimler halkın rejime olan
bağlılığını sağlamak için eğitim tamamen ideolojik hedeflere varmak için ütopik
değerlere önem vermekte ve eğitim faaliyetlerini bu hedeflere varmak için
kanalize etmektedir. Bu anlayışlar gelişmekte olan ülkelerde halen devam
etmektedir.5
Tüm bunlara rağmen eğitimin çok yönlü amaçları vardır. insan hakları ,
özgürleşme ve bireyselleşmenin gelişmesi ile eğitimin sınırlarının yeniden
belirlenmesi çabaları da artmıştır. Bugün çağdaş demokrasilerde iyi vatandaş
yetiştirmeyi hedefleyen eğitim programları yerine; daha bireyci,
özgür,,evrensel iyi insan ve uzman insan yetiştirmeyi hedefleyen sistemler ağırlık
kazanmıştır. Özellikle fertlerin değerlerini gözeten,aile ve ferdin taleplerini
nazara alan müfredat programları ön plana çıkmıştır.6
Eğitim hakkı , eğitim ve öğrenim hakkı olarak da nitelendirilmekte olup bizde
açıklamalarımızda zaman zaman bu iki kelimeyi birlikte kullanacağız
1982 anayasası genel yapı olarak toplumu bireyin devleti de toplumun önünde
tuttuğu için kutsal devlet anlayışına yer verdiği için batı demokrasilerinden
ayrılmıştır. Batı demokrasilerinde kutsal olan devlet değil, insan hak ve
özgürlükleridir.
Anayasanın 42. Maddesinde ifadesini bulan kapsamı kanunla tespit edilen eğitim
ve öğrenim hakkının birey ve toplum için neyi ifade ettiği bu haktan yoksun
bırakılmanın başka toplumlarda ve uluslar arası sözleşmelerde nasıl düzenlendiği
biraz sonra açıklanacaktır.
Eğitim ve öğrenim hakkı ilişkin 1961 anayasasındaki temel hüküm"halkın
öğrenim ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak devletin temel görevi" olarak
belirtilmiştir. 1982 anayasası bu ilkeden vazgeçerek 1961 anayasasındaki sosyal
devlet ilkesinin tersine bu hakkı diğer sosyal haklar mertebesine indirerek bu
ayrıcalığa son vermiştir.
II-ULUSLAR ARASI DÜZENLEMELER
A-İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi
Bu konudaki ilk düzenlemeler 1948 tarihli Birleşmiş milletler İnsan hakları
Evrensel Bildirisidir. Buna göre:
"Herkes ;vicdan, din, ve düşünce özgürlüğüne sahiptir. Bu hak ,din veya
kanaat değiştirme özgürlüğünü,dinini veya kanaatini tek başına veya topluca ve
açık olarak veya özel olarak öğrenme, uygulama ve açıkça belirtme özgürlüğüne
sahip olmayı gerektirir."(Madde 18)
"Herkesin eğitim hakkı vardır. Eğitim hiç olmazsa temel eğitim evrelerinde
parasızdır. Temel eğitim zorunludur. Mesleki ve teknik eğitimden herkes
yararlanabilmelidir. Yüksek öğrenim yeteneklerine göre herkese açık olmalıdır."(madde
26)
B- Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisi:
"Bedensel, zihinsel veya toplumsal bakımlardan güçlüğü bulunan çocuklara
özel durumun gerektirdiği özel sağaltım,öğretim,eğitim ve özen
sağlanacaktır"(Md.51)
Hiç olmazsa temel eğitim düzeyinde parasız ve zorunlu bir eğitim çocuğun
hakkıdır. Genel kültürünü arttırmak yeteneklerini, bireysel muhakeme
kabiliyetini, ahlaki ve toplumsal sorumluluk duygularını geliştirmek ve
toplumun yararlı bir üyesi olmak için çocuğa eşitlik koşullarına göre bir
öğretim sağlanacaktır. Eğitimde ona rehberlik eden sorumlulara yol gösterecek
ilke çocuğun yararlarının en iyi şekilde gösterilmesidir. Bu sorumluluk ilk
önce anne ve babanındır.
Eğitimi gibi aynı amaçla, çocuğa oyun oynaması ve eğlenmesi içinde tam fırsat
verilecektir. Çocuğun bu hakkını tam kullanmasını sağlamak için toplum ve kamu
yetkilileri çalışacaklardır.(Md. 7)
Çocuk savsaklanma ve zulmün ve sömürünün her çeşidine karşı korunacaktır.
Hiçbir şekilde ticaret konusu olamaz. Çocuk asgari bir yaştan önce herhangi bir
işte çalıştırılamaz, hiçbir şekilde sağlığına ve eğitimine zarar verecek yada
fiziksel, zihinsel ahlaki gelişimini durduracak herhangi bir uğraş yada iş de
çalıştırılamaz.(Mad.9)7
C- BM Ekonomik Ve Sosyal Ve Kültürel Haklara İlişkin Sözleşme:
Bu sözleşmeye göre taraf devletler herkesin eğitim görme hakkına sahip
olduğunu, ilk öğretimin herkes için zorunlu ve parasız olduğunu, orta öğretimin
teknik ve mesleki eğitim dahil çeşitli biçimlerinin her önlem alınarak ücretsiz
eğitimi yaygınlaştırması yolu ile herkese açık olması. Anne ve babaların
devletçe konmuş yada onanmış belli eğitim ölçülerine uyan okulları seçme
özgürlüğünün bulunması ve çocukların anne ve babaların kendi inançları
doğrultusunda ahlak ve din eğitimi görmeyi sağlamayı belirtmiştir.(Mad.13). bu
sözleşmeyi Türkiye imzalamamıştır.
Unesco tarafından 14.12.1960 tarihli sözleşmeye göre herhangi bir kişi veya
grup herhangi bir eğitim düzeyinde eğitim görmek hakkından yoksun bırakılamaz.
Eğitim olanakları her kes için eşittir. Ayrı cinsten öğrenciler için ayrı
eğitim sistemlerinin ve eş değerde eğitim sistemlerinin kurulması
gerekmektedir. Öğrencilerin anne ve babalarının isteklerine göre isteklerine
uygun din ve dil gereklerine göre ayrı eğitim sistem ve kurumlarının kurulması ve
sürdürülmesi bir ayrımcılık olarak sayılamayacağını belirtmiştir.
D-Değişik Ülke Anayasaları:
İtalyan anayasasına göre eğitim en az 8 yıl zorunlu ve parasızdır. Yetenekli ve
çalışkan öğrenciler imkanları olmasa bile yüksek öğrenim yaptırılır bu konuda
eğitim bursu, yardımlar ve diğer önlemler alınır. (Mad.34)
Fransız anayasası bölünmez laik ve demokratik cumhuriyette köken ırk ve din
ayrımı gözetmeksizin bütün vatandaşların eşitliğini, devletin eğitim ve öğrenim
olanaklarından herkesin eşit olarak yararlanmasını belirtmektedir.8
E-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi:
Bu sözleºmenin 26 maddesi "
1. Herkes eğitim hakkına sahiptir. Eğitim en azından ilk ve temel eğitim
aşamasında parasızdır. İlk öğretim zorunludur. Teknik ve mesleki eğitim herkese
açıktır. Yüksek öğrenim yeteneğe göre herkese eşit alarak sağlanır.
2. Eğitim,insan kişiliğinin tam geliştirmeye ve insan haklarına ve temel
özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yöneliktir. Eğitim tüm milletler,ırklar ve
dinsel gruplar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirir ve BM' in
barışın korunması yolundaki çabalarını daha da geliştirir.
3. Ana-babalar, çocuklarına verilecek eğitimi seçmede öncelik hakkına
sahiptirler."
Bu sözleşmenin ek 1 no lu protokole göre kimse eğitim hakkından mahrum
edilemez. Devlet eğitim ve öğretim alanında üstleneceği görevleri yerine
getirmesinde ana -babanın bu eğitim ve öğretimi kendilerinin dini ve felsefi
inançlarına göre sağlamak hakkına riayet edecektir.(Mad.2)9
İnsan hakları divanı bir kararında eğitimin dogmatik bilgiler içermemesi ve
devletin eğitim ve öğretim görevlerini yerine getirirken bilgilerin
objektif,eleştirisel ve çoğulcu bir yaklaşımla verilmesi gereğine işaret
edilmiştir.10
Bu hükümlerin amacı devletin eğitim ve öğretimde ana-babanın dini ve felsefi
inançlarına aykırı, doğmatik bilgiler vermemesi,totaliter rejimlerin çocukları
etkileyip sistematik bir şekilde doğmalarını ve ideolojilerini çocuklara
aşılanmasına engel olmaktır.
* Tüm bu açıklamalardan sonra uluslar arası düzeyde insan hakları bağlamında
eğitim hak ve hürriyetinin ana hatları şu şekilde sıralanabilir:-Herkes eğitim
hakkına sahiptir. Herhangi bir nedenle engellenemez
* Eğitimde fertlerin ve ailelerin inanç ve düşünceleri gözetilir, çocuklara bu
yönde eğitim verilir. Asla buna aykırı davranılamaz. Eğitim düzenlemelerinde
toplumun ,ana-babanın tercihleri önemlidir.
* Özel okullarda eğitim ve evde eğitim gelişmekte ve hatta desteklenmektedir.
* Eğitim hakkı kişiliğin tam gelişmesine ve insan haklarına ve temel
hürriyetlere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır. Eğitim süreci sadece
fertlerin hak ve hürriyetlerini gözeten değil , bunları ömür boyunca gözetecek
fertleri yetiştirme süreci olmalıdır.
* Din eğitimi engellenemez, bu yönde baskı da yapılamaz. Devletler, çocukların
kendi inançları doğrultusunda din eğitimi görmelerini sağlamayı üstlenir.
* Eğitimde eşitlik esastır. Eşit şans verilmesi ve her seviyede yatay ve dikey
geçiş imkanı sağlanması esastır.11
III-TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL İLKELERİ
A- Ulusal Düzenlemeler
Bu konudaki ilk düzenleme AY42. Maddedir. Bu madde eğitim hakkını tanımlarken
aynı zamanda bu hakkın kullanım şeklini göstermekte ve sınırlarını ve
yasaklamaları ihtiva etmektedir.
Eğitim ve öğrenim hakkının düzenlenmesi ile ilgili olarak; Milli Eğitim Temel
Kanunu, Yüksek Öğretim Kanunu,İlköğretim ve Eğitim Kanunu,Özel Eğitim Kurumları
kanunu ... gibi yasal düzenlemeler mevcuttur. Bu konudaki temel yasalardan
biride 430 sayılı " Tevhid-i Tedrisat Kanunudur.
Ayrıca Anayasanın 130 ve 131. Maddelerinde yüksek öğretimin esasları düzenlenmiştir.
Yine anayasanın24/4, 58,59. Maddeleri 62. Maddesi gibi temel hükümler
sayılabilir.
Buna göre anayasal ilkeler şunlardır:
- Kimse ,eğitim ve öğretim hakkından mahrum tutulamaz.
- Bu hakkın kapsamı kanunla tesbit edilir ve düzenlenir.
- Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda,çağdaş bilim
ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetimi ve denetimi altında yapılır. Bu
esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
- Bu hakların kullanılması ve hürriyeti anayasaya sadakat borcunu ortadan
kaldırmaz.
- İlköğretim,kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet
okullarında parasızdır.
- Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı oldukları esaslar, devlet okulları
ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak,kanunla düzenlenir.
- Devlet maddi imkanlardan mahrum başarılı öğrencilerin öğrenimlerini
sürdürebilmesi için gerekli yardımları yapar ve özel eğitime muhtaç kişiler
için topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.
- Eğitim ve öğretim kuruluşlarında sadece bu faaliyetler yürütülür ve bu
faaliyetler engellenemez.
- Türkceden başka bir dil Türk vatandaşlarını ana dil olarak öğretilemez
yabancı dillerin eğitimi hususu kanunla düzenlenir.12
Yukarıda zikrettiğimiz milli eğitimle ilgili diğer kanunlarda anayasadaki bu
ilkelerin değişik düzeylerde tekrarları mevcuttur.
Eğitim hakkı ile ilgili olarak yukarıda uluslar arası ve ulusal yazılı
metinleri sözleşmeleri ve yasal düzenlemeleri deklere etmiş bulunmaktayız buna
göre Türk eğitim yapısı ile bu çerçeve içinde Türkiye'deki eğitim hak ve
özgürlüklerinin uygulanmasını ve bu konuda mevcut çelişki ve ayrık durumları ve
sapmaları kısaca aşağıda değerlendirilecektir.
B- Eğitim Hakkı Uygulaması ve Değerlendirme
Bilindiği gibi cumhuriyet kurulduğu zaman nüfusun büyük bir bölümüm okur-yazar
değildir. (%90) Bilahare yapılan harf devrimi ile nüfusun tümü bu hale geldi
cumhuriyet rejimi bu durumu düzeltmek için çok büyük bir atılım ve proje
başlattı; bunun için Millet Mektepleri , halkevleri ,köy enstitüleri,köy
eğitmenleri ile büyük bir okuma yazma seferberliği gerçekleştirildi.
Ancak tüm bu çabalara rağmen bu konuda hala çok iyi bir seviyede olduğumuz
söylenemez. Cumhuriyetin bu ilk yıllarında yapılan çabalardan sonra bu konuda
esaslı bir atılım yapılamamıştır. Bu konularda yapılan tüm yasal düzenlemelere
rağmen hala okullaşma olayı istenen seviyede değildir. Okur-yazarlık oranı doğu
ve güneydoğu bölgesinde Türkiye ortalamasının çok altıdadır.
Ayrıca sosyal devlet anlayışı gereği eğitim imkanını toplumun gelir seviyesi
düşük kesimlerine parasız olarak sağlanması gerekirken bu konudaki liberalleşme
eğilimleri devlet okullarını fiili olarak paralı hale getirmekte yetersiz ve
kalitesiz devlet okulları nedeniyle milyonlarca genç özel dershanelere para
ödeyerek üniversiteyi kazanmak için uğraşı vermektedirler. Devlet fırsat
eşitliği sağlama durumundan çok uzaktır.
Keza eğitim sisteminde de koyu bir merkeziyetçilik mevcut olup bütün müfredat
programları merkezden tesbit edilmekte; müfredatın hazırlanmasında öğrenci ve
velilerin hiçbir rolü bulunmamaktadır. Halbuki Türkiye'de zorunlu din dersi
mevcut olup,bu dersin din dersi almak istemeyen veya kendi isteği ve inancı
doğrultusunda din dersi almak isteyen öğrencilerin eğitim hakkını ihlal
etmektedir.
Çağdaş batı ülkelerinde, anne-babanın kendi dini veya felsefi inancı veya dünya
görüşü çerçevesinde fikir birliği mevcut olup uygulama bu yönde cereyan
etmektedir. Batı toplumundaki temel yaklaşım çocuğun ve ailenin felsefi ve dini
tercihlerinin,devlete,okul sisteme, ve öğretmene karşı korunmasıdır. Devletin
değişik amaçları içinde ebeveyn ve çocuğun hak ve hürriyetlerini korumayı
hedeflemektedir.13
Hatta bazı ülkelerde ebeveyn çocuğu hiç okula göndermeyerek eğitimi kendi
evinde verebileceği anlayışı yerleşmektedir. ABD' de bu oran % 2 'lere
ulaşmıştır.
Yine bazı ülkelerde kendi ana dili ile yani ikinci bir dille eğitim anlayışı
gelişmektedir.14 (ABD' nin güney eyaletlerinde İspanyolca,Belçika'da Flamenkce
ve Wolan dili)
Tüm dünyada gelişen yeni sistem öğrenci merkezli olup klasik öğretmen- yönetici
merkezli sistem terk edilmektedir.
IV- SONUÇ
Bugün ülkemizde, ilkokul ve liseden öte , üniversitelerde dahi tek tipleştirme
yönelimleri söz konusudur. Gerek üniversite öğretim elemanların sakal ve
bıyıkları ile uğraşılması, gerekse fizik görünümleri ile uğraşılması gibi
uygulamalar ve öğrencilerin kılık ve kıyafetleri ve fiziki görünüşlerine göre
değerlendirilmesi üniversitelerde var olması gereken özgün ve özgür araştırma
ve inceleme imkanlarının kısıtlı olması üniversitelerdeki çok seslilik
azalmakta var olması gereken çoğulcu ortam yaratılamamaktadır bu da
üniversitelerin bilim üretememesine ve kısır kalmasına sebebiyet vermektedir.
Ülkemizde özellikle sosyal bilim dallarındaki yetersizlik büyük oranda
sınırlamalarla, dokunulmazlıklarla, yeterli özgür ortamın olmayışı ile
ilişkindir dense yanlış olmayacaktır.15
Bu gün Türk eğitim sistemi öğretmen- yönetici merkezli olmuştur. Böyle olunca
Program ve kitaplar değişmez ,eleştirilmez,harfi harfine uyulması ve
uygulanması gereken vazgeçilmez ve bağlayıcı ve baskıcı unsurlar ve esaslar
haline gelmiştir. bunun sonucu ve gereği:"öğretmek için ezberlemek ,şekil
ve kalıpçılık , başarısızlığı aramak ve ölçmek, elemek ve sistemin dışına
atmak. Verileni ve okunanın aynen kabul etmeye mutlak itaate ve teslimiyet zorlamak
ve korkutmaktır. Bu uygulama çağ dışıdır; insanın yaratılışına aykırıdır;
insanlık onuruna ve insanın öz değerlerine saygısızlıktır . bu uygulamada sevgi
değil korku egemendir . Korkunun, şiddetin, baskının olduğu yerde demokrasi
olmaz. İnsanlar, özgür , bağımsız, onurlu., erdemli yaşayamaz. Eleştirici
,yaratıcı , yapıcı,üretici hiç olamazlar. Bunların olabileceği ve
gelişebileceği ortam demokrasidir. Demokratik eğitim ve demokratik
yönetimdir." (Avni Akyol, Eski Milli Eğitim Bakanı" Milli Egemenliğin
75. Cumhuriyetin 72. Yıldönümünde Milli Eğitim Açısından Sosyal ve Siyasal
Durumumuz,"adlı makalesi)16
Esasen eğitim konusunda çok yeni anlayışlar gelişmekte olup,yeni çağ bilgi
çağıdır. Bilgi en önemli güç ve sermaye unsuru olmuştur unsuru olmuştur. Artık
"öğretme" yerine "öğrenme" kavramına geçilmiştir.
Öğrenmenin öğrenilmesi geleceğin eğitimin temel özelliği olacaktır. Artık
donuk, statik, tek tipleştirici bilgi ve öğretmenin bir hükmü kalmayacaktır.17
Sonuç olarak , insan hakları ve demokrasi kavramı içinde eğitime özel vurgu
yapılması normal ve gerekledir. Çünkü, eğitim, sistem ve içerik olarak sadece
ferdi etkilemekle kalmamakta,toplumun geleceğini de belirlemektedir.
1 Muharrem Balcı,Ulusal Ve
Ulular Arası Hukukta İnsan Hakları Çerçevesinde Eğitim Ve Öğretim Hakkı,Yeni
Türkiye,Sayı 98/22, s,1097
2 Muharrem Balcı ;a.g.e,s,1104
3 İlker hasan duman ,insan haklarına saygılı devlet,s,217
4 Fevzi Demir,Anayasa Hukukuna giriº,s,203
5 Beşir Atalay,Eğitim ve Öğrenim Görme Hakkı,Yeni Türkiye,Sayı,98/22,s,1093
6 Beşir ATALAY,a.g.e,s,1093
7 Mahmut Adem,Eğitim Hakkı, insan hakları Yıllığı,Cilt 10,11,s,140
8 Mahmut Adem,a.g.m. s.140
9 Muharrem Balcı, a.g.m,s,1107
10 Muharrem Balcı, a.g.m. s,1107
11 Beşir Atalay a.g.m. s,1095
12 Anayasa madde 42
13 Beşir Atalay, a.g.m.s,1094
14 Beşir Atalay, a.g.m.s,1094
15 Beşir Atalay, a.g.m.s s,1096
16 Muharrem Balcı,a.g.m. s,108
17 Beşir Atalay, a.g.m,s,1096
HAZIRLAYAN:
Hamza Yaman